(Yazan: Saltuk Buğra KIZILKAYA)

14 Mayıs günü yapılacak olan seçimlerin, bir seçimden ibaret olduğu gerçeğini unutmadan
savaşa gitmediğimizi gerek seçim öncesi gerek seçim sonrası ortamın sükunetle geçmesi için
sağduyulu, uyanık bir şuurla davranılması hususunda nacizane tavsiyelerde bulunmak isterim.

Lütfen! Türk milletinin evlatlarını karşı karşıya getirecek, olası bir milleti devletin duvarına tırmandırmak isteyen art niyetli oyunlara gelmeyelim. Provokasyonlara, tahriklere ya da 80 döneminde Amerikalıların “our boys have done ıt” (bizim çocuklar işi bitirdi) şeklinde anlayışın çocukları olmadan kendimizi adeta ülkesine yabancı başkentlerin prizmasından bakarak bu tip anlayışa meze/malzeme yapmayalım. Bu zihniyetin tahribat ve sızma girişimlerinin önünü açmayalım. Kimsenin kargaşa, kaos, ihtilaf yaratmasına müsaade etmeyelim. Nitekim tarih bize komşu ülkelerde önü alınamayan krizlerin bir virüs gibi yayılacağını gösteriyor. Türk milletinin ufku geniştir, çünkü mazisi geniştir. “Bu millet alim değildir ama ariftir” bu irfanı sayesinde pek çok şeyi iyi sezer, idrak eder, hadiselerin nabzını elde tutabilir. Hür düşünce ikliminde meseleleri; akıl, iman, vicdan süzgecinden geçirerek özgürce karar verir ve milletin bir ferdi olarak mensubu olduğu milletin vicdanı neyi gösteriyorsa o istikamette yerini alır, aklı nefsini kontrol eder. Tam da bu noktada aklıma bir büyüğümün tabiriyle “düşünce namusu” gelir. Düşünce namusu, işimize gelmeyen hakikatlerin kabulünü gerektirir. Ki insan, zaten insan olması dolayısıyla saygı duyulmayı hak eden bir varlıktır. Türk siyasi hayatı 14 Mayıs Pazar günü bir seçime daha tanıklık edecektir.

Bu seçimde temennim; “sel gider kum kalır” sözünden hareketle seçmenlerimizin güven
ortamı içerisinde, kutuplaşma, ayrışma, ötekileşme olmaksızın, gönül kırmadan vatandaşlık görevini yerine getirmesi yönündedir.

Konumuza dönecek olursak ez cümle; anayasamız siyasi partileri demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olarak tarif etmiştir. Siyasal partiler olmaksızın modern siyasal hayat düşünülemez. Modern dünya tarihinde kilit bir kurum olan her siyasi parti doğası gereği hükümet etme kabiliyeti çabası içerisindedir. İktidar ve otoriteyi elinde bulundurma mücadelesi verir. Seçimler ise demokrasinin olmazsa koşullarındandır. Türk siyasi hayatı 14 Mayıs Pazar günü bir seçime daha tanıklık edecektir. Bu seçimde temennim; “sel gider kum kalır” sözünden hareketle seçmenlerimizin güven ortamı içerisinde, kutuplaşma, ayrışma, ötekileşme olmaksızın, gönül kırmadan vatandaşlık görevini yerine getirmesi yönündedir.


Önümüzdeki seçimlerin ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini diliyorum…


MİLLETİMİZ DAİM, DEVLETİMİZ KAİM OLSUN.

Yazar: Saltuk Buğra KIZILKAYA

Bir Cevap Yazın